Ocak 28, 2011

Landry Fields #6 - New York Knicks, Şutör Guard


Lige giriş yaparken Yılın Çaylağı ödülü için olağan şüpheliler sayıldığında Blake Griffin, John Wall, DeMarcus Cousins ve Evan Turner gibi isimler en büyük ilgiyi görenler oluyordu. Bu listeyi daha aşağıya sürükleyenler de vardı elbette, fakat Kasım ayında Doğu Konferansı’nın en iyi çaylağı seçilecek oyuncunun farkında olan pek fazla kimse yoktu. Landry Fields yeni Knicks takımının beşinde yer aldığı 19 maçı 10.8 sayı, 7.1 ribaund, 1.6 asist ile tamamladı. Evet, bir 39. sıra seçimi için korkunç rakamlardan bahsediyorum. (1)

Fields’ın ikinci turdan seçilmiş bir oyuncu olarak, New York gibi bir cadı kazanında ilk günden itibaren bu istatistikleri yakalamasının arkasında bir hile olduğunu söyleyebiliriz belki. Kolejde dört sene geçiren Fields 22 yaşında, yani sınıfının en “yaşlı” oyuncularından. Fakat olgunluğu yalnızca bir sayıdan ibaret değil. Zeka düzeylerinin kaçınılmaz bir getirisi olarak her zaman dalga konusu olan Stanford mezunlarından biri Fields. Hatta 2006 yazında beş yıldızlı liseliler Brook Lopez ve Robin Lopez’in gölgesinde okula kabul edilirken, hayatını basketboldan kazanabileceğinden pek emin olmadığından akademik kariyeri boyunca da oldukça başarılı olmuş. Geçen sezon boyunca saygın bir kolej basketbolu sitesi için karşılıklı oynadığı oyuncuları değerlendirdiği bir blog yazmış, aktif kariyeri sonrası hayatını koçluk üzerine kurma kararı almış bir İletişim mezunu bahse konu adam. Her yeni röportajını okurken, monitörden akan zeka pırıltılarına engel olmak mümkün değil.

İlk iki senesinde, savunmacılarından Lopez biraderlere giden yardımları cezalandırmak dışında bir görevi olmayan Fields son iki senesinde daha büyük roller almaya başladı. 2008 yazında eski bir Duke efsanesi olan Johnny Dawkins’in göreve gelmesi, Fields için büyük bir kırılma noktası oldu. Önce Lawrence Hill’in yanında iyi bir tamamlayıcı haline gelen Fields, senior senesinde ise işlerin kontrolünü tamamen ele aldı. Daha ziyade bir şutör guard olarak götürdüğü sezonu 22 sayı ve 8.8 ribaundla tamamlayarak, zayıflayan Pac-10 konferansının her iki kategoride de en iyisi olmayı başardı. Yani ribaund konusundaki istisnai meziyetleri doğu yakasındakiler için yeni bir tecrübe olsa da, California ahalisi için bu sürpriz değil.

Fields’a Knicks’teki başarısının sırrı sorulduğunda, birlikte çalıştığı isimler için şükran duyuyor ve onun gibi gençlere ne olursa olsun akademik kariyerlerini boşlamamalarını öğütlüyor. (2) Her zaman doğru yerde olmayı bilen ve Mike D’Antoni’nin muhtemelen sahada yanlış bir tercih görmeyi beklediği son isim haline gelen Fields için bu akademik kariyer belki de dediği kadar önemlidir. Kasım ayındaki %55.8 şut yüzdesiyle yine tüm NBA guardları arasında ikinci sıraya oturmasında, kusursuz bir bilekten ziyade doğru çalışan bir beynin önemi daha büyük anlaşılan. (3)

(1) Bu 7.1 ribaund aynı zamanda Kasım ayında Tüm NBA’de bir guardın ulaşabildiği en yüksek ortalamaydı.
(2) Dawkins başta olmak üzere tüm koçlarına sık sık saygı duruşunda bulunan Fields, draft öncesi dönemde birlikte çalıştığı eski Arizona efsanesi ve Tuborg Pilsener oyuncusu Miles Simon ile bugünlerde Bornova Belediyesi’nde oynayan Michael Roll’a da değinmeyi ihmal etmiyor.
(3) İlk sırada bulunan Tony Parker, Fields’ın aksine oyununu penetre üzerine temellendiren bir oyuncu ve bu şut yüzdesine ulaşması nispeten daha normal olarak algılanabilir.

Cem Pekdoğru, 2011
NBA Türkiye Ocak 2011 sayısında yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder